TÜRK İŞARET DİLİ (TİD)
Türk İşaret Dili’nin ne zaman kullanılmaya başlandığına ve ne zaman geliştirilmeye başlandığına dair kesin yargılar verememekteyiz. Fakat, batıdaki gelişmelerden farklı olarak yeni bir dil üretildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
“Evliya Çelebi’nin notlarından edinilen bilgilere göre 1500’lü yıllardan itibaren Osmanlı sarayında mahkemelerde iletişim sağlamak adına işitme engelliler görev yapıyordu.1902 yılında II. Abdülhamit tarafından açılan Yıldız Sağırlar Okulu ise bugünkü kullanılan işaret dilinin temellerinin atıldığı ilk kurumdur.”
Bugün kullandığımız işaret dili ile Osmanlı Devleti zamanında kullanılan işaret dilinin farklı olduğu bilinen bir gerçektir. Fakat batıdaki gibi Türk İşaret Dili’nin bir grammer özelliği yoktur.
İşaret Dili’nin Genel Özellikleri:
- Sözel dillerde olduğu gibi işaret dilinde de belli bir gramer yapısı bulunmaktadır.
- Soyut kavramlar için kullanılan işaretler ortaktır ve beden dili bu kavramların anlatılmasında oldukça işe yaramaktadır.
- Her ülkenin farklı dili olduğu gibi farklı işaret dili vardır.
- Aynı coğrafyada bulunan fakat farklı sözel dilleri konuşan toplumların işaret dilleri birbirinden etkilenmiş ve birçok ortak işaret dili ortaya çıkmıştır.
Türk İşaret Dili’nin Genel Özellikleri:
Türk işaret dili ile sözel dilin gramer yapısı birbirinden farklıdır. Örneğin, Türk İşaret Dili’nde fiillerde ekler yoktur. Türkçe sözel dilde okuyorum, işaret dilinde ben okumak olarak anlatılmaktadır.
Türk İşaret Dili’nde soru ekleri de yoktur. Jest ve mimiklerle soru sorduğumuzu anlatırız. Bazen işaret ile soru işareti yapılabilir. Fakat Türk İşaret Dili’nde soru kalıpları genellikle jest ve mimikler ile aktarılır. Hatta dünyada jest ve mimiklerin en çok kullanıldığı dil Türk İşaret Dili’dir.
Olumsuzluk için “değil” ifadesi kullanılır. Örneğin, okumak değil, yazmak değil.
Sıfatlarda da aynı şekilde olumsuzluk için “değil” kelimesi kullanılabilir. Fakat çoğu sıfat zıt anlamıyla birlikte vardır.
Türkiye’de İşaret Dili Kullanımı:
İşaret Dili kullanımı ve eğitmen yetiştirilmesi gün geçtikçe önem kazanmaktadır.
Haber kanallarında, çizgi filmlerde, siyasi kişiliklerin halka seslenişleri gibi alanlarda işaret dili tercümanları etkin görev almaya başlamıştır.
GSM operatörleri de, işaret dili kullananlar arasında iletişimi telefon aracılığıyla kullanımı kolaylaştırmak için gün geçtikçe yeni projeler üretmektedir.
Yararlanılan Makaleler:
Sessizliğin Dili: Türk İşaret Diline Dair Gözlemler, Sema Aslan Demir tarafından yazılmış bir makaledir.
Türk İşaret Dili İncelemesi: İletişim ve Dil Bilgisi, Ulusal Eğitim Akademisi Dergisi
İkinci evre olan 1980-1995 yılları arasında çalışmalar iki iletişim kanalının (işaret dili ve konuşulan dil) dilbilgisel yapılar üstündeki etkisine kaydı. Bu çalışmalarda iletişim kanalından bağımsız olan evrensel kuralların yanısıra gerek kanalların arasındaki farklar, gerek işitsel-sözlü kanalla görsel-jestsel kanalın arasındaki farklar incelenmeye başlandı.
1990’larda başlayan ve günümüzde sürmekte olan üçüncü evrede, araştırma alanındaki çeşitlilik büyük bir artış gösterdi. Dilbilimde ortaya çıkmaya başlayan tipoloji çalışmaları, işaret dilbiliminde de kendini göstererek batıda kullanılmayan işaret dillerinin ve bu dillerdeki olası farklılıkların incelenmeye başlamasına yol açtı.
*Annika Herrmann ve Markus Steinbach'ın makalesinden: (https://tidbil.boun.edu.tr/sites/tidbil.boun.edu.tr/files/Turkish_Dissemination_Genel_Bilgi.pdf)
Yorumlar
Yorum Gönder